Paylaş |
|
Tweet |
Röportaj: Hamit ETEEVRANS / www.heykadin.com
Gülüyor, hopluyor, zıplıyor, arkadaşlarıyla hoşça vakit geçiriyor.
Öyle mutlu ki, her salise bile, onun yanından gülümseyerek ayrılıyor.
Gözlerinin umut dolu bakışını, yüzündeki gülümsemeyi ve sesindeki heyecanı kim görse, kim duysa ayakta alkışlıyor.
O dünyadaki 40 kader arkadaşıyla gayet mutlu ve huzurlu…
Belli aralıklarda bile arkadaşlarıyla görüşse, mutlu anlarını kolay kolay harcamıyor.
Bu mutluluk öyle bir mutluluk ki, ona, ‘hayatta seni en çok ne mutlu eder?’ sorusuna bile ‘toplantı’ olarak yanıt veriyor.
Hiç düşündünüz mü? Toplantıyı kim neden sever ki?
Ama bunu klasik bir iş toplantısı sananlar çoktan yanıldı.
Çünkü bu toplantı, o toplantı değil.
Bu toplantı, sevginin her renginin bir araya gelerek, gökkuşağı oluşturduğu, yıkılmaz bir çember adeta…
Gamze, dünyadaki 40 Progerie hastalarından sadece bir tanesi… O Almanya’da yaşıyor. Geçtiğimiz yıllarda dönemin Başbakanı, şimdilerin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşerek, kendisinden bir istekte bulundu. Ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gamze’nin o sözünü unutmadı. Onu 40 arkadaşıyla birlikte İstanbul’da ağırladı. Gamze işte bu toplantıya www.heykadin.com’u da davet ederek, annesi Fatma ve babası Metin Yagar ile tanıştırdı.
İşte bu röportajda, Gamze’nin neden ‘toplantı’yı en çok sevdiğini okuyacaksınız…
-Gamze’nin uzun yıllardır beklediği o anı yaşıyoruz şu an. Beklediği toplantı İstanbul’da gerçekleşti. Bu özel ana sizler de ortak oluyorsunuz. Bize biraz Gamze’yi anlatabilir misiniz?
Kızım 14 yaşında. Almanya’da yaşıyoruz. Gamze’nin bu toplantıyı istemesi şimdiki Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın isteğine bağlıydı. Çocukları buraya toplamak ve birlikte hoş bir vakit geçirmekti. İstediği gerçekleşti. Gamze çok memnun… Dünyanın birçok noktasından İstanbul’a gelen arkadaşlarıyla güzel zaman geçiriyorlar.
-Yeni bir görüşme oldu mu?
Evet, görüştü. Çok memnun olduk. Gamze çok sevindi. Teşekkür etmek için yeniden bir görüşme yapmak, Sayın Erdoğan’a hediyesini vermek isteriz. Cumhurbaşkanımız sadece Gamze’yi biliyordu. Eğer yeniden bir görüşme olursa mutlaka çok sevinecektir. Bir sonraki toplantılarımızda kendisini davet edeceğiz.
-Gamze hayat dolu bir insan… Siz annesi olarak onu nasıl görüyorsunuz?
Kızım çok tatlı ve neşeli bir çocuk. Gamze Allah’ın bize bir armağanı… Bu armağanı elimizden geldiği kadarıyla mutlu etmeye çalışıyoruz. Gamze arkadaşlarını buraya toplamak istemişti. Cumhurbaşkanımıza rica etmişti. O da Gamze’ye söz vermişti. Dileği gerçek oldu. Çok mutluyuz. Gamze de mutlu, dünyanın birçok noktasından gelen arkadaşları da… Cumhurbaşkanımıza teşekkür ediyoruz.
-Gamze’yi en çok ne zorluyor?
En büyük zorluğumuz okul. Okulda baya problemleri var. Arkadaşları arasında ciddi sorunlar yaşıyor Gamze. Dışlıyorlar. Bu hastalığın bilinmesini istiyoruz. İnsanların bu konuda bilinçlenmesini istiyoruz.
-Küçükken nasıl anladınız bu hastalığı?
Doğduktan tam bir yıl sonra teşhisi konuldu. Almanya’daki ve Türkiye’deki doktorlar da anlayamamıştı. Sonra bir müddet araştırma yaparak, çalınmadık kapı bırakmadık; başka doktorlara sorarak, kızımızın durumunu nihayetinde öğrendik.
-Kızınızın hastalığını duyunca neler yaptınız? O anki hisleriniz ne oldu?
Yıkıldık. Bu duygu anlatılmaz, yaşanır gerçekten. Bir anne ve babanın dünyada yaşayacağı en büyük ıstırabı yaşadık. O acılar unutulmaz.
-Hatırlamak istemediğiniz nice anılarınız vardır Gamzeyle ama biz bir tanesini sizlerden dinlemek istiyoruz…
Gamze kabız olduğunda, tuvalete çıkamadığında, çok acı çekmişti. Tam bir yıl boyunca dışarı çıkamadı yavrum. Tuvalete çıkamadığı için ailece çok zorluklar yaşadık. Tuvalete çıktıktan sonra öyle bir rahatlama yaşadı ki, ilk olarak beni öptü, boynuma sarıldı. Daha sonra, “Anneciğim kurtardın beni, anneciğim kurtardın beni” diyerek öpüp, kokladı beni… O anlarını asla unutamam. Her anımız dolu dolu geçiyor.
-Gamzeyle bir gününüzü anlatabilir misiniz? Neler yapıyorsunuz gün içinde?
Sabah 10-11 gibi yataktan kalkar. Kahvaltısını yapar. Durumu iyiyse, ağrısı yoksa okuluna gider. Okuldan sonra eve gelir televizyon izler. Sonra tabletinde oyun oynar. Biraz uzanır, yemeğini yer ve günü bu şekilde noktalar.
-Almanya’nın neresinde yaşıyorsunuz?
Stuttgart…
-Almanya’da Gamze gibi bu hastalığa sahip kişiler var mı?
Var, elbette…
-Gamze görüşüyor mu onlarla?
Görüşüyor. Zaman zaman toplantılara katılıyor. Telefonda konuşuyorlar.
-Gamzecim Merhabalar…
Merhaba…
-Nasılsın?
İyiyim.
-Nerede yaşıyorsun?
Almanya’da yaşıyorum.
-Almanya’da hayat nasıl?
Güzel.
-Burada Sayın Cumhurbaşkanımızı gördün…
Evet…
-Ne konuştun kendisiyle…
En büyük isteğimi söyledim.
-Ne istedin?
Arkadaşlarımı İstanbul’a davet edip, bir toplantı organizasyonu yapmayı istedim. Ankara’da daha önce kendisiyle görüşmüştüm ama ben o zaman çok küçüktüm. Daha sonra İstanbul’da bir toplantı daha istedim. Kendisine çok teşekkür ediyorum. Son toplantımıza işleri dolayısıyla katılamadı.
– Hayatta seni en çok ne mutlu eder?
Toplantı…
Neden?
Çünkü bütün arkadaşlarımı bir arada görme fırsatı yakalıyorum. Toplantı, bizim, birlikte mutluluğu yaşadığımız büyük bir an. Herkesin böyle anları olmalı ve sürekli bunları yaşatmalı… Biz bu anları arkadaşlarımızla oyun oynayarak, sohbet ederek geçiriyoruz. Toplantıların sıklıkla olmasını istiyoruz ki, birbirimizi çok daha fazla görüp, zaman geçirelim. Bu yüzden toplantıları çok seviyorum.
-Eşyalarından en çok neyi seviyorsun?
Ne gibi?
-Yani elbise olur, bilgisayar olur ya da başka bir şey…
Tabletimi çok seviyorum. Tabletimle zaman geçirmeyi çok seviyorum. Oyun oynuyorum. Zaman zaman arkadaşlarımla yazışıyorum.
-Facebook adresin var mı?
Var.
-Seni arkadaş olarak ekleyebilir miyim? (Gülüyor…)
Tamam, arkadaş olabiliriz. (Gülüyor…)
-Almanya’da okula gidiyor musun?
Evet, bazen canım isteyince…
-Canın isteyince mi? O neden?
Eğer o gün hasta olmazsam okulun yolunu tutuyorum. Bacaklarım çok ağrıyınca okula gidemiyorum.
-Gün içinde çok mu yoruluyorsun?
Evet, fazlasıyla…
-Arkadaşlarının arasına girdiğinde ne gibi tepkilerle karşılaşıyorsun?
Tepki mi? Bence beni çok seviyorlar. Biz güzel anlaşıyoruz… (Gülüyor…)
-Tabi ya, sen sevilmeyecek insan mısın? (Gülüyor…) Seni tanıdığıma çok sevindim. Başka bir toplantı olduğunda kesinlikle seni görmek isterim. Belki biz de arkadaş olabiliriz, öyle değil mi? (Gülüyor…)
Tabi ki, neden olmasın… (Gülüyor…)
-Bize ayırdığın zaman için teşekkürler…
Ben teşekkür ediyorum…
Keşke herkes hayata böyle bakabilse. Tebrikler Gamze Yagar
Gazme Yagar sana bakarken kendimi çok kötü hissettim. Rabbim tüm insanlığı korusun….Seni de…
Bu hayat dolu Gamze Yagar röportajınız için teşekkür ederiz Heykadın
Çok üzüldüm ya… Allah kimseye böyle bir şeyi nasıp etmesin… 🙁
Ne kadar halimize şükretsek az. Çok üzüldüm yaaaaaaaaaaaaaaaaaa 🙁
herkesin bir şeyler bulduğu ibretlik bir hikaye. dileriz herkes bundan nasibini alır, alması gereken mesajı
okuyunca çok üzüldüm. gamze yağar gibi olan kardeşlerimize allah yardım etsin, bizlere de sabır versin, ders alalım
Gamze yagar a nasıl ulaşabilirim?
Toplantı nin bir insanı böylesi derecede sevindirmesi ne kadar anlamlı. Her insanın gamze yagar gibi hayata tutunuslari olmalı.
Gamze yagar 14 yaşındaysa biyolojik yaşı ne oluyor bilen var mi
Gamze Yagar in yaşı 14 ise biyolojik yaşı kaç acaba
70-80 yaş arası bir şeye tekabül ediyor olmalı tam emin değilim ama